Çuvalların altında han duvarına dayanmış detayları çokta belli olmayan toz toprak içinde terkedilmiş halde duran karaltıyı görünce .. vespa.. ??? dediğimi hatırlıyorum. Tabi o an yapmam gereken acil bir iş olduğundan kafama yazmadan yanından geçip gittim. Taki aradan aylar geçip bir arkadaşımla vespalar hakkında konuşurken Karacabey de gördüğüm görüntü aklımda tekrar canlandı ….
Motorun sahibi Kemal bey telefonda, 17-18 senedir motorun handa bozuk bir şekilde durduğunu, ruhsatın ilk sahibinin üzerinde olduğunu, bu tarihten bu yana fenni muayenesinin yapılmadığı kendisinin motoru noter satışıyla o tarihte aldığını ancak bir daha trafikten üstüne geçirmediğini anlattı. aynı zamanda ruhsatının da kayıp ,vergi borcununda olabileceğini söyledi. Durum bir hayli sıkıntılıydı.Yani işin özü Kemal bey motoru ister al ister alma havasındaydı.. 😦 En azından bende motoru bu haliyle satın alıp yedek parça olarak kullanırım diye düşündüm. Ne yapalım bakmanın bir zararı olmaz değip Kemal beyle Karacabey de buluşmak için randevulaşıp Karacabey’e doğru yola çıktım.
Motorun sahibi Kemal bey enteresan bir abimizdi. İstanbul da polislik yapmış daha sonra emekli olup Karacabeye yerleşmiş. Konuşurken anlattıklarından şöyle bir özelliği olduğunun farkına vardım; bozulan lastiği patlayan çalışmayan hiç bir motorunu bir daha tamir ettirmeden nerede arıza yaptıysa nerde kaldıysa orada bırakmış. İhtiyacı olduğunda da gidip yenisini almış . !!! Çay içerken elinde 10-12 tane daha ilçenin değişik yerlerinde böyle motorlarının olduğunu istersem onları da satabileceğini söyledi.!!!!
Neyse çayları içip hana doğru yollandık . Kartonları ve çuvalları büyük bir heyecanla indirmeye başladım . ilk gördüğüm far bölümüydü . far camı yoktu. Orası burası sökülmüş yedek parça olarak kullanılmış motorlara benziyordu. kir içinde tozdan loş ışıkta renginin ne olduğu bile gözükmüyordu . Nihayet motoru aydınlığa iterek çıkardığımda motorun bir gömü olduğunu anlamam çok uzun sürmedi . Vallahi ne yalan söyleyeyim aldığım hazzı şimdi bile hatırlayınca keyiflenip gülümsüyorum. Tam bir hazine bulmuştum…….
Neresine baksam orjinal’lik akıyordu. Lastikler pirelli motorla aynı tarihli 88 yılı üretimi, jantlar alüminyum Faco , koruma demirleri vs herşeyi orjinal yıllarca beklemekten oluşan tozdan köfekeden başka hiç bir kusuru olamayan italyan PX 200 karşımda duruyordu. Kemal abimize anlaştığımız rakamı ödeyip kuzuyu romork’a yükledim..
Kemal abiyle oturup birer çay daha içerken muhabbeti iyice koyulaştırdık . Vaktim varsa beklememi yıllar önce evin bir yerlerine koyduğu ruhsatın düşük ihtimalle de olsa belki bulabileceğini söyledi . Bende şansımı denemeye karar verdim . Çünkü motor yedek parça olamayacak kadar orjinal ve iyi durumdaydı .uzun aramalardan sonra Kemal abinin hanımı bize ruhsatları bulup getirdi…..:)))
Bu güzel hazineyi üstüme alıp plaka çıkarmak için bir umut doğmuştu. İş şimdi ruhsat sahibini bulup ulaşmak …. hadi hayırlısı değip . Bursa’nın yolunu tuttum.
Tabi ilk iş motorun arızasını bulmak ve çalıştırmak olmalıydı. .Motora genel bir kontrolle eksiklerini gözden geçirdim düşen far camı hariç hiç bir görünen eksiği kırığı vs yoktu. Depo temiz pas yok . 88 model PX 200 elestrat modeli .ancak yağ karıştırma özelliği yok benzini 1/40 iki zamanlı yağ ile depoda karıştırıp koyuyorsunuz.
Elimdeki yedek aküyü takıyorum.ateşlemesini kontrol ettim ateşlemede sıkıntı yok . hadi bakalım . bir kaç denemeden sonra yaban arısı vızıldamaya başladı . motorunda bir sıkıntı gözükmüyor. viteslere geçmesinde problem yok ama yürümüyor. sanırım problemi çözmüştüm . Vespaların klasik arızası kampana sıyırma . elimdeki vespanın kampanasını söküp taktım . işlem tamam ….
Ufak bir banyo ve arıza gideriminden sonraki durum……
Motor 15.800 km de gidişi performansı mükemmel…artık plaka ve ruhsat işlerini çözmem lazım 🙂
Elimdeki eski ruhsatlardan ilk sahibine ulaşmaya çalışıyorum . elimde sadece isim ve soyisim var . Tabi o zamanlar TC. no su olmadığından eldeki isim bilgileriyle bulmak zorundayım. Neyse ki sağolsun sigortacı arkadaşlar bana kayıtlı sigorta geçmişi olan sekiz isim buluyorlar bunlardan beşi istanbul’da sıradan aramaya başlıyorum .
3. telefonumda sanırım doğru kişideyim . Beyefendiyle konuşup durumu anlatıyorum satış yaptığını hatırlıyor ama motorun hala kendi üzerinde olduğunu bilmiyor.
Atlayıp İstanbula gidiyorum . Muzaffer beyin istiklalde dükkanına uğruyorum . konuşup çay içiyoruz . konuştukca şunu öğreniyorum . Muzaffer bey farkına varmadan bugüne kadar motorun vergilerini hep ödemiş .Noterden bana vekalet verip helalleşiyoruz…..:) fenni muaynesini yaptıktan sonra Artık vespamız trafiğe çıkabilir, yollarda legal olarak dolaşabilir. Havalar güzel . yaklaşık 1000 km gezip öyle toplamayı düşünüyorum .
Motoru alalı 3-4 ay oldu gezdik dolaştık Artık Restorasyon başlasın…….
Daha önce hiç bu kadar kapsamlı bir söküm yapmamıştım .İtinalı ve özenli bir şekilde gidersem sıkıntı yaşamayacağımı biliyorum . Hadi hayırlısı deyip sökmeye başlıyorum . ilk önce motor bölümünden başlayacağım . söktüğüm her parçanın detaylı fotoğrafını çekeceğim . Bu elimde hem bir anı dahada önemlisi toplarken faydalanacağım bir kaynak olacak.
Voltaj regülatöründeki taraftaki kabloları söküyorum . yakından baktıkca daha önce hiç ellenmemiş …
Bobin kablolar vs her şey sökülüyor……kablolara her ihtimale karşi asetatlı kalemle numara veriyorum … toplama kısmı kaç ay, kaç gün süreceği belli değil yoksa ne nerenindi kesin unuturum……
depoyu söküyorum .ama şamandıra sorun çıkartıyor. öğreniyorum ki şamandırayı sökmek için vespaya has bu iş için özel bir aparat mevcutmuş .. tabi bizim elimizde böyle bir aparat mevcut değil . iş başa düşüyor . Tornam’da 32 lik lokmayı işleyerek aparatı uzun uğraşlar sonunda yaptım .Aparatın öyle bir ölçüde ve açıda olması lazım ki deponun içindeki samuna uyacak kadar büyük , depo deliğinden girecek kadarda küçük olması gerekiyor . 32 lik lokmayı mecbur heba ediyorum…..
basit bir işlem için zorlu bir çalışma oldu….
motoru indirdim…. Vespa arka bölüm için oldukça pratik bir tasarım yapmış. 2 somun söktüğünüz de motoru aşağı indirebiliyorsunuz. tabi fren devriyaj tellerini saymıyorum. şimdi temizlik zamanı 2 zamanlı motorların veya vespalar’ın klasik sorunu bir süre sonra her taraf yağ kaplanıyor…))
motor temizlendi. hazır sökmüşken Vespacı davut abiden devriyaj balatalarını şiparişini veriyorum . Bir sorunu yok ama yinede yenileyelim . Nede olsa senelerdir yatıyor.
Balatalar geldi . Mantar balataları Davut abinin tavsiyesiyle 1 gün yağda bekletiyorum. Devriyajı söküp takmak oldukça kolay tek dikkat etmemiz gereken sökerken krank mili üzerindeki kamayı içeriye düşürmemek . Düştükten sonra sanırım motoru yarmak gerek buda isteyeceğimiz son şey olur.taktıktan sonra .Motorla ilgili yapılacak bir şey yok . kaportaya geri dönüyorum.
herşey numaralanıyor ne olur ne olmaz …..:) kablolara tek teknumara verip soketlerinden ayıracağım . Büyük ihtimal ile başka bir yolu da vardır ancak ben riske girmek istemiyorum. işi zor yoldan yapıyorum.
Motor, arka amortisör, alternatör,akü, depo ,yan kapak kolları söküldü arka tarafta hemen hemen bir şey kalmadı….:)
Gidona geçiyorum . Gözterge panelini sökmek için alttan dört adet cıvatayı açıp kapağı yarım aralıyoruz . Aradan km teli soketini tırnaklarından çıkartıp (bazı eski modeller vidalı ) km saatinden ayırıyoruz. kapağımız gövdeden ayrılıyor ….
Ön fren telini söküyorum. üzerindeki toz koruması hiç bozulmamış . İtalyan abiler lastik aksamları çok kaliteli yapmışlar ,söktüğüm her parça ilk günkü formunda duruyor….
Gidonunu somununu ancak ay anahtarla sökebiliyoruz…..
ön maşa çok zor söküldü . Sağolsun Selim ve kardeşi yardıma geldi . Ay anahtar ile ön takımı yerinden söktük ancak . Çamurluk ve ön amortisör yerinden çıkmak bilmedi.
Vespa PX 200 ün ön düzeni.
ön amortisör…..Sökülmek bilmedi . Çamurluk ,amortisör takozuna vidalanmış. Civata ve somunlar yılların etkisiyle birbirine kaynamış . samunları dremelle kesmek zorunda kaldık . çok uğraştık çok…..
Evet sökülebilecek her şeyi söktüm.kuru şasemiz ortaya çıktı artık .Tüm metal parçaları kumlayıcıya götürebilirim…..
Her ihtimale karşı şasi bilgilerinin olduğu bölümü alüminyum bir plakayla kapatıyorum…İtalyan abiler şase numaralarını çok nazik yazmışlar. olur ya kumlamadan sonra şase no suz bir şasemiz olmasın….:)
Bu arada stickeri itinayla söktüm …bakalım kaç ay sonra eski yerine dönecek…..
PX in tüm parçalarını arabamın bagajına yükleyip . Doğru sanayideki kumlamacı ya yollanıyorum …kumlama işinde dikkat edilmesi gereken bir durum kum kalitesi ve özelliği ,yoksa verdiğiniz parçayı belli ölçüde hafiflemiş şekilde geri alabilirsiniz. Böyle bir iş yaptıracak arkadaşları özellilkle uyarmak isterim.
parçalarımız 1 hafta sonra kumlamacıdan geldi .Bu arada jantlarımız Alüminyum olduğu için daha hassas bir işlemden geçti . sonuç tatminkar….Artık boyanacak malzemeler ve elektrostatik yapılacak parçaları ayırıp hepsini gereken yerlere götürmek kalıyor……11 parça boya yapılacak parçamız var….. işin en zoru renge karar vermek …..uzun ve sıkıntılı karar sürecinden sonra tabi ki, orjinal rengine dönüyorum…..Tecrübelerimden motosiklet boyamanın araba boyasıyla alakası olmadığını motosiklet boyamanın farklı bir tarzı olduğunu biliyorum . Uzun aramalardan ve tavsiyelerden sonra bu işi yapan arkadaşı buluyorum … fakat Boyacı arkadaşımız çok yoğun … En erken 2 ay sonra teslim edebileceğini söyleyince tüm hevesim kaçıyor yapacak bir şey yok kaportayı teslim edip eve dönüyorum ….
önümde iki koca ay var kalan parçaları itinayla temizlemeye girişiyorum….
Bu arada Vespanın tüm vida ,somun ,pul ,sekman ,pim vs parçalarını birebir kromlarıyla değiştiriyorum . Ve iyi bir maliyet çıkıyor.ama olsun bu yatırıma değer….
bu arada değişmesi gereken tüm aksesuarlarında İstanbuldan Davut abiye siparişini geçiyorum . zamanım bol ama şimdiden elimde hazır olsun…
depoda çok kararsız kaldım . sonra iş bir kere yapılır değip tüm statik boyayı kazıdım . Bu tam 1 günümü aldı. artık depoda ilk günkü gibi olacak.
parçalar statik boyadan gelmeye başladılar .. fabrika cıkışı olmuşlar…:)
Parçalarının bir kısmı boyandı…..
İstanbuldan balatalar yeni sinyaller,buji vs rengi solmuş tüm parçaların orjinalleri geldi.şaseyle buluşmayı bekliyorlar….
bizim parçalar işleme girmiş hadi hayırlısı……
kolay gelsin değip evin yolunu tutuyorum …daha 15 günü var ….:(
evet teslim tarihi yaklaştıkça bende nerede nasıl toplarım diye plan yapmaya başladım .biraz yurt dışındaki siteleri araştırmaya başladım. tabi adamlar bu işler için özel masalar aparatlar yapmışlar veya yaptırmışlar . bende merdiven altındaki eski ferforje sehpayı gözüme kestirdim . biraz uğraştan sonra Vespa montaj massamız hazır . tabi bunu hazırlarken 150 px im bana yardımcı oldu . yoksa ölçüleri tutturmak zor olurdu.
montaj sehpamız hazır . Boyacı ustamız Cuma günü şaseyi teslim edecek ….bekliyoruz.
Ve büyük gün parçalar geldi…….
Montaj başlasın……
Şasiyi tezgahımıza sabitliyoruz…..
tesisattan başlıyorum …..
Sökme aşamasında her hangi bir hataya yer bırakmamak için tüm kablo ve soketler’e numara vermiştim . Ayrıca mümkün olduğunca kabloların geçtiği yerleri fotoğraflamıştım.
Şimdi bu numaralara göre tesisat bedenini şasenin içinden geçirmeye başladım . ama yinede çok uzun zaman olmuş . Neyin nereden geçeceğini tam olarak hatırlamak lazım . Fotoğraf arşivimden daha önce çektiğim fotoları karıştırıp ne nereden geçiyordu diye anıları canlandırıyorum.Siz siz olun dediğim gibi bu tür restorasyona girerken bol bol detaylı fotoğraf çekin yoksa doğaçlama yapmak zorunda kalırsınız . Bunun sonuçları da ağır olur.. 🙂
Bana göre bu tür yenilemelerin en sıkıcı ve zorlayı kısmı , elektrik tesisatı ama yapacak bir şey yok. Tesisatı yakmamak için kafamdaki tesisatı zorluyorum umarım devrelerimi yakmam :)))
vites ve debriyaj tellerini de geçirdikten sonra motoru da yerleştirmeye karar verdim. Elimdeki tekerlekli kriko ve ikea sehpasını da kullanarak motorun bağlantı milini takıyorum. İhtiyar gitgide bir şeye benzemeye başlıyor. ama şimdi de acaba bir şeyi yanlış yapıyormuyum diyerek kuruntuya kapılıyorum . Düşünsenize her şey bitmiş marşa basıyorsunuz tık yok amanın .hemen aklımdan kötü düşünceleri uzaklaştırıp işime devam ediyorum.
her parça yeni ve fabrikan çıkmış gibi duruyor. Çok büyük bir keyif arkadaşlar. oturup karşısında bir çay içiyorum. Bu anın keyfini çıkarmalı.
Arkadaşlar beni en çok zorlayan kısmı görüyorsunuz . çok şükür takabildim.çok basit gibi görünen göğüs çerceve çıtası malesef beni çok uğraştırdı. Tabi yine öğrendik ki her şeyin bir tekniği yolu yordamı var. Siz siz olun hiç bir şeyi hafife almayın . defalarca denememe rağmen yarım günümü bu basit şeye harcadım öyle yaptım olmadı . böyle yaptım olmadı . Sabunladım yağladım nafile. Esnettim kastırdım yok . olmuyor olmuyor . Bir türlü yerine oturmuyor. Nihayet pes edip İstanbul’dan davut abiyi aradım sağ olsun nasıl takılacağını tarif etti .Meğer ne kadar basitmiş. neyse bu sorunu da çözdük.
Artıl gidonu takabilirim . kobloları ve söketlerin bağlantılarını kontrol edip gereken yerlerin lehimlerini tazeliyorum .
Sabırsızlanıyorum .. Hava çok sıcak ancak boyanın verniği tam olarak sertleşmedi . Bu yüzden mümkün olduğunca itinalı çalışmaya gayret ediyorum . yanlış bir tornavida hareketi falaketle sonuçlanabilir.
Far ,depo jantlar ,sinyaller,torpido,gidon ,gösterge paneli ,stop hepsini itina ile taktım. Boyaya her hangi bir zeval vermedik çok şükür. Far camı hariç tüm parçaları orjinal ve iyi durumda idi ama ben motorun biraz daha modern ve estetik görünmesi açısından sinyaller ,ön korna ızgarası ,çamurluk kaşı ve göğüs çıtasını krom görünen yeni parçalarla değiştirdim.çokta şık olduğunu düşünüyorum. sona doğru yaklaşıyorum .
Artık taban çıtalarımızı da montajını yapabiliriz. Daha öncesinden vespayı restorasyon için sökerken taban çıtalarının alüminyumdan yapıldığını farketmiştim . Tabi yılların verdiği etkiyle solmuşlar kararmışlar . Baştan yenilerini almayı düşünmüştüm .fakat bunun çok maliyetli olacağını öğrendim .Sonra aklıma alüminyum çaydanlıkları bir dönem parlattıkları aklıma geldi. Belki sorunu çözerim diye çevrede bu işi yapan bir esnaf kaldımı diye araştırmaya başladım . Tabi bizim bölgede araştırmalarım boşa çıktı. Ben de rotayı eski mahallelere çevirdim . ve belkide Bursa da bu işi son yapan bir kaç ustadan biri olan bir abimizi buldum. Sağolsun elindeki işi bırakıp bizim işimizi halletti . valla arkadaşlar ben alüminyumun bu kadar parlaya bileceğini düşünmezdim . Ustamın ellerine sağlık …
selemizde önceden bu haldeydi.
yaylı selemiz uygun bir renk döşemeyle kaplandı .
Arkadaşlar motorumuzun son hali marşımıza bastık yaban arımız sorunsuz çalıştı.Artık italyada fabrikadan çıktığı 1988 yılındaki gibi genç ve yeni duruyor . Tekrar yollara çıkmaya hazır…..Kış sonunda başladığım restorasyon yaz sonunda nihayet bitti. Size bu işin sonunda verebileceğim tavsiye şu olur; evet çoğu zaman büyük keyif aldım . fakat sonuçta her şeyi kendiniz elinizdeki imkanlarla yapamıyorsunuz . Bir şeyleri doğru şekilde yapacak doğru insanları bulmak , istediğiniz parçalara ulaşmak sanırım ülkemizde biraz daha zor. Bunları bulmak yaptırmak doğru bilgilere ulaşmak önceden tahmin edemeyeceğiniz bir maliyet ve zamana mal oluyor. Bu yüzden bu işlerden keyif almıyorsanız ve zamanınız değerli ise kesinlikle hazır toplanmış bir araç almanız. Emeği geçen bana bu aşamada yardım eden herkese teşekkür ederim. Saygılarımla……..