Konu başlığıyla ilgili yakın zamanda paylaşım yapılacaktır….
2000 VESPA PX 150 RESTORASYON
Burada 2000 model px 150 vespamızın restorasyon fotoğraflarını paylaşacağım……
1988 VESPA PX 200 RESTORASYON…..
Çuvalların altında han duvarına dayanmış detayları çokta belli olmayan toz toprak içinde terkedilmiş halde duran karaltıyı görünce .. vespa.. ??? dediğimi hatırlıyorum. Tabi o an yapmam gereken acil bir iş olduğundan kafama yazmadan yanından geçip gittim. Taki aradan aylar geçip bir arkadaşımla vespalar hakkında konuşurken Karacabey de gördüğüm görüntü aklımda tekrar canlandı ….
Motorun sahibi Kemal bey telefonda, 17-18 senedir motorun handa bozuk bir şekilde durduğunu, ruhsatın ilk sahibinin üzerinde olduğunu, bu tarihten bu yana fenni muayenesinin yapılmadığı kendisinin motoru noter satışıyla o tarihte aldığını ancak bir daha trafikten üstüne geçirmediğini anlattı. aynı zamanda ruhsatının da kayıp ,vergi borcununda olabileceğini söyledi. Durum bir hayli sıkıntılıydı.Yani işin özü Kemal bey motoru ister al ister alma havasındaydı.. 😦 En azından bende motoru bu haliyle satın alıp yedek parça olarak kullanırım diye düşündüm. Ne yapalım bakmanın bir zararı olmaz değip Kemal beyle Karacabey de buluşmak için randevulaşıp Karacabey’e doğru yola çıktım.
Motorun sahibi Kemal bey enteresan bir abimizdi. İstanbul da polislik yapmış daha sonra emekli olup Karacabeye yerleşmiş. Konuşurken anlattıklarından şöyle bir özelliği olduğunun farkına vardım; bozulan lastiği patlayan çalışmayan hiç bir motorunu bir daha tamir ettirmeden nerede arıza yaptıysa nerde kaldıysa orada bırakmış. İhtiyacı olduğunda da gidip yenisini almış . !!! Çay içerken elinde 10-12 tane daha ilçenin değişik yerlerinde böyle motorlarının olduğunu istersem onları da satabileceğini söyledi.!!!!
Neyse çayları içip hana doğru yollandık . Kartonları ve çuvalları büyük bir heyecanla indirmeye başladım . ilk gördüğüm far bölümüydü . far camı yoktu. Orası burası sökülmüş yedek parça olarak kullanılmış motorlara benziyordu. kir içinde tozdan loş ışıkta renginin ne olduğu bile gözükmüyordu . Nihayet motoru aydınlığa iterek çıkardığımda motorun bir gömü olduğunu anlamam çok uzun sürmedi . Vallahi ne yalan söyleyeyim aldığım hazzı şimdi bile hatırlayınca keyiflenip gülümsüyorum. Tam bir hazine bulmuştum…….
Neresine baksam orjinal’lik akıyordu. Lastikler pirelli motorla aynı tarihli 88 yılı üretimi, jantlar alüminyum Faco , koruma demirleri vs herşeyi orjinal yıllarca beklemekten oluşan tozdan köfekeden başka hiç bir kusuru olamayan italyan PX 200 karşımda duruyordu. Kemal abimize anlaştığımız rakamı ödeyip kuzuyu romork’a yükledim..
Kemal abiyle oturup birer çay daha içerken muhabbeti iyice koyulaştırdık . Vaktim varsa beklememi yıllar önce evin bir yerlerine koyduğu ruhsatın düşük ihtimalle de olsa belki bulabileceğini söyledi . Bende şansımı denemeye karar verdim . Çünkü motor yedek parça olamayacak kadar orjinal ve iyi durumdaydı .uzun aramalardan sonra Kemal abinin hanımı bize ruhsatları bulup getirdi…..:)))
Bu güzel hazineyi üstüme alıp plaka çıkarmak için bir umut doğmuştu. İş şimdi ruhsat sahibini bulup ulaşmak …. hadi hayırlısı değip . Bursa’nın yolunu tuttum.
Tabi ilk iş motorun arızasını bulmak ve çalıştırmak olmalıydı. .Motora genel bir kontrolle eksiklerini gözden geçirdim düşen far camı hariç hiç bir görünen eksiği kırığı vs yoktu. Depo temiz pas yok . 88 model PX 200 elestrat modeli .ancak yağ karıştırma özelliği yok benzini 1/40 iki zamanlı yağ ile depoda karıştırıp koyuyorsunuz.
Elimdeki yedek aküyü takıyorum.ateşlemesini kontrol ettim ateşlemede sıkıntı yok . hadi bakalım . bir kaç denemeden sonra yaban arısı vızıldamaya başladı . motorunda bir sıkıntı gözükmüyor. viteslere geçmesinde problem yok ama yürümüyor. sanırım problemi çözmüştüm . Vespaların klasik arızası kampana sıyırma . elimdeki vespanın kampanasını söküp taktım . işlem tamam ….
Ufak bir banyo ve arıza gideriminden sonraki durum……
Motor 15.800 km de gidişi performansı mükemmel…artık plaka ve ruhsat işlerini çözmem lazım 🙂
Elimdeki eski ruhsatlardan ilk sahibine ulaşmaya çalışıyorum . elimde sadece isim ve soyisim var . Tabi o zamanlar TC. no su olmadığından eldeki isim bilgileriyle bulmak zorundayım. Neyse ki sağolsun sigortacı arkadaşlar bana kayıtlı sigorta geçmişi olan sekiz isim buluyorlar bunlardan beşi istanbul’da sıradan aramaya başlıyorum .
3. telefonumda sanırım doğru kişideyim . Beyefendiyle konuşup durumu anlatıyorum satış yaptığını hatırlıyor ama motorun hala kendi üzerinde olduğunu bilmiyor.
Atlayıp İstanbula gidiyorum . Muzaffer beyin istiklalde dükkanına uğruyorum . konuşup çay içiyoruz . konuştukca şunu öğreniyorum . Muzaffer bey farkına varmadan bugüne kadar motorun vergilerini hep ödemiş .Noterden bana vekalet verip helalleşiyoruz…..:) fenni muaynesini yaptıktan sonra Artık vespamız trafiğe çıkabilir, yollarda legal olarak dolaşabilir. Havalar güzel . yaklaşık 1000 km gezip öyle toplamayı düşünüyorum .
Motoru alalı 3-4 ay oldu gezdik dolaştık Artık Restorasyon başlasın…….
Daha önce hiç bu kadar kapsamlı bir söküm yapmamıştım .İtinalı ve özenli bir şekilde gidersem sıkıntı yaşamayacağımı biliyorum . Hadi hayırlısı deyip sökmeye başlıyorum . ilk önce motor bölümünden başlayacağım . söktüğüm her parçanın detaylı fotoğrafını çekeceğim . Bu elimde hem bir anı dahada önemlisi toplarken faydalanacağım bir kaynak olacak.
Voltaj regülatöründeki taraftaki kabloları söküyorum . yakından baktıkca daha önce hiç ellenmemiş …
Bobin kablolar vs her şey sökülüyor……kablolara her ihtimale karşi asetatlı kalemle numara veriyorum … toplama kısmı kaç ay, kaç gün süreceği belli değil yoksa ne nerenindi kesin unuturum……
depoyu söküyorum .ama şamandıra sorun çıkartıyor. öğreniyorum ki şamandırayı sökmek için vespaya has bu iş için özel bir aparat mevcutmuş .. tabi bizim elimizde böyle bir aparat mevcut değil . iş başa düşüyor . Tornam’da 32 lik lokmayı işleyerek aparatı uzun uğraşlar sonunda yaptım .Aparatın öyle bir ölçüde ve açıda olması lazım ki deponun içindeki samuna uyacak kadar büyük , depo deliğinden girecek kadarda küçük olması gerekiyor . 32 lik lokmayı mecbur heba ediyorum…..
basit bir işlem için zorlu bir çalışma oldu….
motoru indirdim…. Vespa arka bölüm için oldukça pratik bir tasarım yapmış. 2 somun söktüğünüz de motoru aşağı indirebiliyorsunuz. tabi fren devriyaj tellerini saymıyorum. şimdi temizlik zamanı 2 zamanlı motorların veya vespalar’ın klasik sorunu bir süre sonra her taraf yağ kaplanıyor…))
motor temizlendi. hazır sökmüşken Vespacı davut abiden devriyaj balatalarını şiparişini veriyorum . Bir sorunu yok ama yinede yenileyelim . Nede olsa senelerdir yatıyor.
Balatalar geldi . Mantar balataları Davut abinin tavsiyesiyle 1 gün yağda bekletiyorum. Devriyajı söküp takmak oldukça kolay tek dikkat etmemiz gereken sökerken krank mili üzerindeki kamayı içeriye düşürmemek . Düştükten sonra sanırım motoru yarmak gerek buda isteyeceğimiz son şey olur.taktıktan sonra .Motorla ilgili yapılacak bir şey yok . kaportaya geri dönüyorum.
herşey numaralanıyor ne olur ne olmaz …..:) kablolara tek teknumara verip soketlerinden ayıracağım . Büyük ihtimal ile başka bir yolu da vardır ancak ben riske girmek istemiyorum. işi zor yoldan yapıyorum.
Motor, arka amortisör, alternatör,akü, depo ,yan kapak kolları söküldü arka tarafta hemen hemen bir şey kalmadı….:)
Gidona geçiyorum . Gözterge panelini sökmek için alttan dört adet cıvatayı açıp kapağı yarım aralıyoruz . Aradan km teli soketini tırnaklarından çıkartıp (bazı eski modeller vidalı ) km saatinden ayırıyoruz. kapağımız gövdeden ayrılıyor ….
Ön fren telini söküyorum. üzerindeki toz koruması hiç bozulmamış . İtalyan abiler lastik aksamları çok kaliteli yapmışlar ,söktüğüm her parça ilk günkü formunda duruyor….
Gidonunu somununu ancak ay anahtarla sökebiliyoruz…..
ön maşa çok zor söküldü . Sağolsun Selim ve kardeşi yardıma geldi . Ay anahtar ile ön takımı yerinden söktük ancak . Çamurluk ve ön amortisör yerinden çıkmak bilmedi.
Vespa PX 200 ün ön düzeni.
ön amortisör…..Sökülmek bilmedi . Çamurluk ,amortisör takozuna vidalanmış. Civata ve somunlar yılların etkisiyle birbirine kaynamış . samunları dremelle kesmek zorunda kaldık . çok uğraştık çok…..
Evet sökülebilecek her şeyi söktüm.kuru şasemiz ortaya çıktı artık .Tüm metal parçaları kumlayıcıya götürebilirim…..
Her ihtimale karşı şasi bilgilerinin olduğu bölümü alüminyum bir plakayla kapatıyorum…İtalyan abiler şase numaralarını çok nazik yazmışlar. olur ya kumlamadan sonra şase no suz bir şasemiz olmasın….:)
Bu arada stickeri itinayla söktüm …bakalım kaç ay sonra eski yerine dönecek…..
PX in tüm parçalarını arabamın bagajına yükleyip . Doğru sanayideki kumlamacı ya yollanıyorum …kumlama işinde dikkat edilmesi gereken bir durum kum kalitesi ve özelliği ,yoksa verdiğiniz parçayı belli ölçüde hafiflemiş şekilde geri alabilirsiniz. Böyle bir iş yaptıracak arkadaşları özellilkle uyarmak isterim.
parçalarımız 1 hafta sonra kumlamacıdan geldi .Bu arada jantlarımız Alüminyum olduğu için daha hassas bir işlemden geçti . sonuç tatminkar….Artık boyanacak malzemeler ve elektrostatik yapılacak parçaları ayırıp hepsini gereken yerlere götürmek kalıyor……11 parça boya yapılacak parçamız var….. işin en zoru renge karar vermek …..uzun ve sıkıntılı karar sürecinden sonra tabi ki, orjinal rengine dönüyorum…..Tecrübelerimden motosiklet boyamanın araba boyasıyla alakası olmadığını motosiklet boyamanın farklı bir tarzı olduğunu biliyorum . Uzun aramalardan ve tavsiyelerden sonra bu işi yapan arkadaşı buluyorum … fakat Boyacı arkadaşımız çok yoğun … En erken 2 ay sonra teslim edebileceğini söyleyince tüm hevesim kaçıyor yapacak bir şey yok kaportayı teslim edip eve dönüyorum ….
önümde iki koca ay var kalan parçaları itinayla temizlemeye girişiyorum….
Bu arada Vespanın tüm vida ,somun ,pul ,sekman ,pim vs parçalarını birebir kromlarıyla değiştiriyorum . Ve iyi bir maliyet çıkıyor.ama olsun bu yatırıma değer….
bu arada değişmesi gereken tüm aksesuarlarında İstanbuldan Davut abiye siparişini geçiyorum . zamanım bol ama şimdiden elimde hazır olsun…
depoda çok kararsız kaldım . sonra iş bir kere yapılır değip tüm statik boyayı kazıdım . Bu tam 1 günümü aldı. artık depoda ilk günkü gibi olacak.
parçalar statik boyadan gelmeye başladılar .. fabrika cıkışı olmuşlar…:)
Parçalarının bir kısmı boyandı…..
İstanbuldan balatalar yeni sinyaller,buji vs rengi solmuş tüm parçaların orjinalleri geldi.şaseyle buluşmayı bekliyorlar….
bizim parçalar işleme girmiş hadi hayırlısı……
kolay gelsin değip evin yolunu tutuyorum …daha 15 günü var ….:(
evet teslim tarihi yaklaştıkça bende nerede nasıl toplarım diye plan yapmaya başladım .biraz yurt dışındaki siteleri araştırmaya başladım. tabi adamlar bu işler için özel masalar aparatlar yapmışlar veya yaptırmışlar . bende merdiven altındaki eski ferforje sehpayı gözüme kestirdim . biraz uğraştan sonra Vespa montaj massamız hazır . tabi bunu hazırlarken 150 px im bana yardımcı oldu . yoksa ölçüleri tutturmak zor olurdu.
montaj sehpamız hazır . Boyacı ustamız Cuma günü şaseyi teslim edecek ….bekliyoruz.
Ve büyük gün parçalar geldi…….
Montaj başlasın……
Şasiyi tezgahımıza sabitliyoruz…..
tesisattan başlıyorum …..
Sökme aşamasında her hangi bir hataya yer bırakmamak için tüm kablo ve soketler’e numara vermiştim . Ayrıca mümkün olduğunca kabloların geçtiği yerleri fotoğraflamıştım.
Şimdi bu numaralara göre tesisat bedenini şasenin içinden geçirmeye başladım . ama yinede çok uzun zaman olmuş . Neyin nereden geçeceğini tam olarak hatırlamak lazım . Fotoğraf arşivimden daha önce çektiğim fotoları karıştırıp ne nereden geçiyordu diye anıları canlandırıyorum.Siz siz olun dediğim gibi bu tür restorasyona girerken bol bol detaylı fotoğraf çekin yoksa doğaçlama yapmak zorunda kalırsınız . Bunun sonuçları da ağır olur.. 🙂
Bana göre bu tür yenilemelerin en sıkıcı ve zorlayı kısmı , elektrik tesisatı ama yapacak bir şey yok. Tesisatı yakmamak için kafamdaki tesisatı zorluyorum umarım devrelerimi yakmam :)))
vites ve debriyaj tellerini de geçirdikten sonra motoru da yerleştirmeye karar verdim. Elimdeki tekerlekli kriko ve ikea sehpasını da kullanarak motorun bağlantı milini takıyorum. İhtiyar gitgide bir şeye benzemeye başlıyor. ama şimdi de acaba bir şeyi yanlış yapıyormuyum diyerek kuruntuya kapılıyorum . Düşünsenize her şey bitmiş marşa basıyorsunuz tık yok amanın .hemen aklımdan kötü düşünceleri uzaklaştırıp işime devam ediyorum.
her parça yeni ve fabrikan çıkmış gibi duruyor. Çok büyük bir keyif arkadaşlar. oturup karşısında bir çay içiyorum. Bu anın keyfini çıkarmalı.
Arkadaşlar beni en çok zorlayan kısmı görüyorsunuz . çok şükür takabildim.çok basit gibi görünen göğüs çerceve çıtası malesef beni çok uğraştırdı. Tabi yine öğrendik ki her şeyin bir tekniği yolu yordamı var. Siz siz olun hiç bir şeyi hafife almayın . defalarca denememe rağmen yarım günümü bu basit şeye harcadım öyle yaptım olmadı . böyle yaptım olmadı . Sabunladım yağladım nafile. Esnettim kastırdım yok . olmuyor olmuyor . Bir türlü yerine oturmuyor. Nihayet pes edip İstanbul’dan davut abiyi aradım sağ olsun nasıl takılacağını tarif etti .Meğer ne kadar basitmiş. neyse bu sorunu da çözdük.
Artıl gidonu takabilirim . kobloları ve söketlerin bağlantılarını kontrol edip gereken yerlerin lehimlerini tazeliyorum .
Sabırsızlanıyorum .. Hava çok sıcak ancak boyanın verniği tam olarak sertleşmedi . Bu yüzden mümkün olduğunca itinalı çalışmaya gayret ediyorum . yanlış bir tornavida hareketi falaketle sonuçlanabilir.
Far ,depo jantlar ,sinyaller,torpido,gidon ,gösterge paneli ,stop hepsini itina ile taktım. Boyaya her hangi bir zeval vermedik çok şükür. Far camı hariç tüm parçaları orjinal ve iyi durumda idi ama ben motorun biraz daha modern ve estetik görünmesi açısından sinyaller ,ön korna ızgarası ,çamurluk kaşı ve göğüs çıtasını krom görünen yeni parçalarla değiştirdim.çokta şık olduğunu düşünüyorum. sona doğru yaklaşıyorum .
Artık taban çıtalarımızı da montajını yapabiliriz. Daha öncesinden vespayı restorasyon için sökerken taban çıtalarının alüminyumdan yapıldığını farketmiştim . Tabi yılların verdiği etkiyle solmuşlar kararmışlar . Baştan yenilerini almayı düşünmüştüm .fakat bunun çok maliyetli olacağını öğrendim .Sonra aklıma alüminyum çaydanlıkları bir dönem parlattıkları aklıma geldi. Belki sorunu çözerim diye çevrede bu işi yapan bir esnaf kaldımı diye araştırmaya başladım . Tabi bizim bölgede araştırmalarım boşa çıktı. Ben de rotayı eski mahallelere çevirdim . ve belkide Bursa da bu işi son yapan bir kaç ustadan biri olan bir abimizi buldum. Sağolsun elindeki işi bırakıp bizim işimizi halletti . valla arkadaşlar ben alüminyumun bu kadar parlaya bileceğini düşünmezdim . Ustamın ellerine sağlık …
selemizde önceden bu haldeydi.
yaylı selemiz uygun bir renk döşemeyle kaplandı .
Arkadaşlar motorumuzun son hali marşımıza bastık yaban arımız sorunsuz çalıştı.Artık italyada fabrikadan çıktığı 1988 yılındaki gibi genç ve yeni duruyor . Tekrar yollara çıkmaya hazır…..Kış sonunda başladığım restorasyon yaz sonunda nihayet bitti. Size bu işin sonunda verebileceğim tavsiye şu olur; evet çoğu zaman büyük keyif aldım . fakat sonuçta her şeyi kendiniz elinizdeki imkanlarla yapamıyorsunuz . Bir şeyleri doğru şekilde yapacak doğru insanları bulmak , istediğiniz parçalara ulaşmak sanırım ülkemizde biraz daha zor. Bunları bulmak yaptırmak doğru bilgilere ulaşmak önceden tahmin edemeyeceğiniz bir maliyet ve zamana mal oluyor. Bu yüzden bu işlerden keyif almıyorsanız ve zamanınız değerli ise kesinlikle hazır toplanmış bir araç almanız. Emeği geçen bana bu aşamada yardım eden herkese teşekkür ederim. Saygılarımla……..
DUDLEY DİX ARGİE 15 Yapımı !
2016 yılının başında planlarını Ertuğ mühendislikten aldığım .Dudley dix argie 15 in yapımına 2017 mayıs ayında nihayet başlaya bildim .Buradan sizlerle yapım aşamasını ve fotoğraflarını elimden geldiğince paylaşacağım. Bu arada gerekli malzeme listesini ayrıca buradan yazmıyorum. her teknenin kendine has farklı ölçülerde malzeme ve parça listesi olacağı için detaylara girmeyeceğim . ancak şu kadarını söyleyeyim her işte olduğu gibi öngörülenle gerçekleşen arasında oldukça ciddi farklar çıkmakta . bu işe meraklanan arkadaşlar içinde nacizane tavsiyemde bütçe ve emek için tahminlerinden çok daha geniş ve büyük düşünmelerinin gerektiğini söyleyebilirim.Eğer çabuk sıkılan yorulan biriyseniz bu işten uzak durun ve eğer sizde benim gibi evinin altında kendi garajınızda böyle bir projeye başlamayı düşünüyorsanız komşularla ve hanımla aranızı iyi tutun yoksa ciddi sıkıntı yaşarsınız.:)
Argie 15 Evimin altındaki 80m2 lik garajımda elimdeki ağaçları değerlendirerek . yelkenlimin parçalarını üzerlerinde hazırlayacağım ve çıktığım bu uzun ve zahmetli yolda kahrımı çekecek sıpaları hazırlıyorum.
Argie 15 sıpalar tamam ,artık 6mm lik marine kontraplakları planlarımıza göre kesmeye başlayabiliriz. planlarımızın boyu 5 m olduğu için plakları birbirine 2 yerden eklemek gerekiyor . bunun için en mantıklı çözümün puzzle tekniği olacağını karar verdim.
Argie 15 Uzun uğraşlar sonucunda sanayide ve Bursa genelinde yaptığım araştırmalar sonucunda 6mm lik kontaranın lazerde kesilmesinin mümkün olmadığının bu yüzden cnc de kestirmek gerektiğini öğrendim . sanayide değişik atölyelere uzun detaylı anlatımlarım sonucunda nihayet plakları isteğim sekilde olmasa da yapılabilir hale getirttim . Tabi bu süreç bir ayımı almakla beraber cnc programındaki hata yüzünden Puzzleların birbirine geçmesi için herbirini tek tek dramelle alıştırmam gerekti . Bu yaptığım işlemle tekne yapımının oldukca zahmetli ve eziyetli olacağına dair emareleri hissetmeye başladım . Neyse ki bu karamsar düşünceden kendimi çabuk kurtardım.
Argie 15 Epoksi ve elyafla tanıştık .
argie 15 Sevgili abim Murat Yüzbaşıoğlu geçtiğimiz senelerde farklı bir yelkenli modelini hayata geçirerek bu projeye başlamama vesile olmasıyla tecrübelerini ve manevi desteğini paylaşmak adına sağolsun yardımıma geldi . Beraber planları plakların üzerine nihayet ölçeklendirmeye başladık.
argie 15 Üç çeşit elyaf kumaş temin ettim 300-400 gr yerli ve 200 gr ithal elyaf kumaş .200 gr elyaf ithal malzeme kalitesini hemen belli etti . 300 ve 400 gr elyaflar kaba çuval kumaşı görünümündeyken 200 gr elyaf adeta elbise kumaşı gibiydi .sanırım bazı arkadaşlar gramajdan fark etmiştir diyecekler ancak şöyle söyleyeyim liflerin çok ince olmasından atkı ve çözgü oranı diğer elyaflara göre çok fazla dolayısıyla fark buradan gelmekte ve bu farkın işleme kolaylığını ilerki aşamada dahada iyi anladım.
argie 15 Ölçeklendirme ve çizim işleri nihayet bitti .Sağolsun Murat abinin yardımıyla bu işi hatasız hasarsız bitirdik . Bu arada planların plaklara aktarılması işini baştan gözümde büyüterek hatada yapmamak adına eldeki mevcut planı gerçek ölçülere getirmeye karar verdim . bu iş içinde epey zaman ve gereksiz bütçe harcaması yaptım sonunda tanıştığım bir ozalitci arkadaşta bana oldukça yardım etti . ama ne yazık ki ozalit makinelerinin büyük ölçüleri bir seferde çıkaramaması sebebiyle planları parçalar halinde büyütmek zorunda kaldık . birbirine eklediğimizde ise verilen ölçülerle elimizdeki çıkan planın mm de olsa farklarının olduğunu gördük. riske girmemek adına bu sistemden vazgeçip ölçeklendirmeyi kendimiz yaptık . Bununda ne kadar doğru bir seçim olduğunu ilerleyen aşamalarda farkettik . Şu kadarını söyleyeyim eğer mükemmeliyetçi bir yapınız varsa mm farklar birleştirme aşamasında ciddi sorunlara ve yapısal kusurlara sebebiyet vermekte . lakin dediğim gibi belki bir çok arkadaş bunları kafasına dert etmeden sorunu epoksi ile çözme yoluna da gidebilir.
argie 15 JCB’imde hazır ağır iş makinesi havasıyla plakların kenarlarını artık tesviye edebilirim.
argie 15 parçalarımız hazır tesviyesi ve kontrolleri yapıldı. artık dikiş tekniği ile yelkenlimizi birleştirmeye başlayabiliriz.
argie 15 teknemizi çatmaya başladık …
argie 15 bu aşamada işler tek başına yürümüyor . Murat abinin de işi var . yardıma sağolsun dayım , Erdem Güçyiğit yeğenim selim ve çırağımız olarakta torunu Taha geldi.
argie 15 Dede torun yardımıyla üst bölümlerinde montajına başladık.
argie 15 Çıkan sonuç korkutucu düşündüğümüzden de büyük gözüküyor.Dayım, olum bu mavna oldu…. diye de espiri yaptı . Evet bu kadar büyük bir kayığın 70 kg civarlarında olması enteresan olacak . Ama yelkende ne kadar hafif o kadar iyi….. uzun planlama aşaması sıkıcı malzeme tedariği ve sanayide geçirilen eziyetli günlerin sonunda bir şeylerin ortaya çıkmasıyla oldukça sevinçliyim. sonunda bir şeye benzemeye başladı. hadi hayırlısı……:)
argie 15 artık yapıştırma işlerine başlayalım…. 300 grlık elyafı 10*5 cm lik parçalar halinde keserek epoksiyle yapıştırma işleminden sonra dikiş için kullandığımız bakır teli gövdeden çıkarmaya başlayacağım .
argie 15 teller gövdeden çıkarıldı . artık şerit halinde tekrar elyafları yapıştırmaya başlayabilirim.
argie 15 Epoksi daha önce Rc model uçakta tanıdığım ve kullandığım bir malzemeydi ancak kullandığım miktarlar küçük boyutlardaydı. tekne yapımında ise hacim büyükçe malzemeyle başetme ,uygulama ,sertleşme süresi, ve en önemlisi kullanılacak alan için doğru miktarda karışım hazırlamak ve malzemeyi ziyan etmemek ciddi bir mesele haline geldi. Öyle bir ayarlama yapılmalı ki malzeme yetmeyip sizi yarı yolda bırakmamalı ,artıp ziyan olmamalı ve daha önemlisi uygulama yaparken reaksiyona girmemeli . Bu gerçekten sizi başlarda zora sokan ve yoran bir konu. Neyse ki bir süre sonra el ve gözünüz hassas birer terazi gibi çalışmaya başlıyor. Şunu da atlamak olmaz epoksi çalışılması keyif vermeyen bulaşıcı nahoş bir malzeme bundan da korunmak için bol miktarda latex eldiven kullanmak zorunda kalıyorsunuz . Ben şahsen 9 kutu bitirmişim. 900 adet. şaka gibi.
Argie 15 …postalara geçtik . burada hassas kesimin önemini anlamaya başlıyorsunuz.
Argie 15 i birleştirmeden önce uygun platformu hazırlamıştım .ancak elinizde hassas ölçü aletleri ve uygun ekipman olmadığı için dış kabuğu yapıştırsakta da burkulma sorununu tam anlamda kusursuz çözemediğimi farkettim . Bu da teknenin suda gidiş dinamiğini ve estetik problemlere hatta finalde birçok parçanın uyumlu olmayacağına delaletti. Yabancı sitelerde, olmayan ingilizcemle anladığım kadarıyla ya böyle bi sorunları yoktu yahutta olayı daha farklı yönden çözmüşlerdi. Bende yukarıdaki fotoda görüldüğü üzre kendi şakülümü yapmaya karar verdim. Bunu da psp havalı tüfeğimin 22 kalibre mermisinden yaptım.
Bunun gibi üçtanesini teknenin başından kıçına gerdiğim ipe astım. plakları kesmek için çizdiğimiz orta çizgileri referans alarak argie 15 in burkulma sorununu çözdüm…:) Basit ama etkili bir yöntem.
Argie 15 Bu arada çok yavaş gidiyorum . 2 ayın sonundayım. sağolsun Murat abi’nin sıkıştırmaları ve teşvikleri olmasa buralara bile gelemezdim. Havalar sıcak . artık toz toprakla uğraşmak istemiyorum. bir yandan da yazı kaçırmak istemiyorum . aylardan sanırım temmuz. Neyse devam .
Dudley -dix Ağaç işinide sonunda hallettim. Sevgili Cumhur güvenç abinin tavsiyesiyle iroko da karar kıldım. malzemeleri alıp sanayide yeğenimin atölyesinde listedeki ölçülere göre şerit , daire planya ve kalınlık kullanarak 3 günde hazırlaya bildim . artık marine kontraplakları iroko ile buluşturabiliriz.
dudley-dix planda olmamasına karşın sağlam olması açısından kıç ayna içine köşe masif ağaç dönüyorum .oldukça zahmetli ve yorucu bir iş . artı bir sürü iş yaptığım halde Argie 15 te değişen hiç bir şey yok . her gün aynı manzaraya bakmaktan sıkıldım.hep ufak zaman alıcı işler……
Argie 15 planda olmayan daha sağlam ve uzun ömürlü olması açısından birçok ek destek parça hazırlıyorum. artık beni zorlayacak oturak kısmına geçtim . dudley dix planı hazırlarken kolay yapılabilen fonksiyonel bir yapı tasarlamış . ben bazı yerlerini değiştirmeye karar verdim . Zaten tasarımcıda bu bölümleri opsiyonel bırakıyor .Tavsiye edilen tasarımda oturak yerleri dik bir acıyla zemine iniyor . ben estetik acıdan daha güzel görüneceğini düşünerek içeriye doğru acı vermeye karar verdim.Anladığım kadarıyla bayağı zor olacak.
Bu tasarım tahminimden de zor oldu . ama artık başladık bir kere….
Parçaların hepsi açılı sabitlemek çok zor . çok ağır ilerliyorum…
Bu arada Ağustosta bitti……
Gözetleme kapaklarının yerlerini açıyorum…….
Argie 15 Oturma yerlerinin altına estetik görünmesi açısından çerceve hazırlıyorum…
Salma kasasını yerine montajlayıp yapıştırdık. şimdi epoksi’nin sertleşmesini bekleyeceğim…..
Salma kasası oturma yerleri bitti. artık temizlik ve zımpara işlerine başlayabilirim.
Bu arada Sevgili Murat abinin desteklerini atlamak olmaz . Ellerine sağlık….
Toz ,sıcak havasızlık ,ter kendi teknesini yapacak arkadaşlar iyi düşünün..:))
Kupeşte çıtalarını 4 kat geçtik her seferde 1 adet yapıştırıp sıka bildik elimizde çok sayıda işkence olmasından herhangi bir boşluk veya potluk vermemek adına 10 ar santim arayla işkence uyguladık….
Salma kasası ,gözetleme delikleri ve çerceveleri, oturma yerlerin tesviyesi bitti. Güzel de oldu elime sağlık….Artık Argie 15 i ters çevirmenin zamanı geldi….
Argie 15 Uzun bir aradan sonra farklı bir açıdan bakmak çok iyi geldi .. artık elyaf kaplama işine geçeceğim . Tabi yine Murat abiden yardım istiyorum tek başına yapılacak bir iş değil. 200gr lık ithal elyafı dışa kaplayacağız…….
İşlem başlasın.. ikimizde heyecanlıyız…..
Sonuç gayet tatmin edici Murat abiyle bütün gün çalıştık … İthal elyaf işlemeye çok musait hava kabarcığı ve pot hiç yok desek yeridir.olanları da çok çabuk yok ediyoruz. elyaf epoksiyi sünger gibi emiyor.Dönüşlerde hiç sıkıntı çıkarmıyor . İyi malzeme iyi sonuç….:)
Düşünmüyor değilim acaba boyamayıp böylemi bıraksam……
sanırım aylardan eylül iroko tozu ve elyaf bende feci alerji yapmaya başladı ….artık önlem almanın zamanı geldi .Bir süre tebdili kıyafetle çalışacağız…..sıcakta bakalım nasıl olacak….
Argie 15 İlk kat epoksi macununu attım .. Tabi sonradan anlayacağım bir hata yapmışım. biz kıllatarak hatasıza yakın bir satıh elde ettik .Dolgu macununu sürdüğümde tekrar tesviye yapmak zorunda kaldım . beni çok fena uğraştırdı. direk kontrol macunu ile işi bitirebirdim.. lakin tecrübesizlik hayatımızda macun mu yaptık ?
Argie 15 Neyse uzun ve zahmetli işlemlerden sonra macunu tesviye ettim ….. artık astar atabilirim . tabi buda ayrı bir iş ,ayrı bir zanaat ……Anladım ki en zor ve pis işler başladı sürekli toz duman içerisindeyim . 3 katlı evde en üst teras katına bile macun tozu çıkmış evin her yanı toz içinde hanımla yakında papaz olacağız ama şimdilik ses çıkarmıyor. komşular desen mızırdanmaya başladılar sanırım …biraz daha sabır . Valla bende sıkıldım . sanırım insanlıktan çıkmak üzereyim Bu arada yüzüm gözüm şişmeye devam ediyor. fena kaşınıyorum … ne kadar korunsam da sürekli maskeyle ve elbiseyle çalışamıyorum …ne olacak bakalım bu işin sonu…… anladım ki bu meretler bu yüzden bu kadar pahalı oyuncaklar fuarlarda dolaşırken hep söylenirdim ne var bu kadar diye valla hak ediyorlarmış….
Astar boyamızı attım. gövdeyi iki renk yapmayı düşünüyorum. Bordo / koyu lacivert o yüzden astar olarak boyanın kendisini kullandım. hem bu benim için bir tecrübe oldu….
kontrol macunu geçip zımparasını yaptım …artık boyama işlemini gerçekleştirebilirim….şöyle bir sıkıntı var boya atığım yerlerde zeminde açma yaptı. Bunu sorduğumda silikon açma dedikleri boyacılıkta bir tabir varmış . eğer çevrede her hangi biri sprey deodorant sıkmış ise ,kompresör de su varsa veya boyanacak yüzey tam anlamıyla temizlenmedi ise bu problem yaşanırmış . düşünüyorum yüzeyim temiz ,parfüm kullanmadım o halde kompresör de su var tabi yıllardır kullandığım 25 lt kompresörümün tapasını açmayalı uzun zaman oldu . sorunu tespit edip çözüyorum. Ama bu seferde başka bir sorun çıkıyor 25lt emektar kompresörümün nefesi poliüretan boyayı atmaya yetmiyor… neyse birkaç günlük geçikme ile emanet bir 100lt’ lik kompresör bulup ilk kat boyamı atmaya başlıyorum…..
Dudley-dix Argie 15 İkinci katımda bitti . maskeleyip ikinci rengi atmaya başlayacağım..
.
Evet çıkan sonuç ……sonuç ilk kez boya yapan biri için tatminkar elime sağlık…..)
beyaz kuşaklarımı ve yelkenlimin ismini yapıştırdım……
Ama arkadaşlar geldik ekim ayına bence bu kadar yeter biraz dinlenip kendimize gelelim nasıl olsa yaz bitti aceleye gerek yok sezon kaçtı . Sağolsun bir çok arkadaşım tekneyi yaparken uzaktan manevi destek 🙂 verdiler. Tabi onlarda bekliyordu suya indirmeyi ancak evdeki hesap çarşıya uymadı . Artık kalan az ama öz işleri de mart nisan gibi bitirip. mayıs gibi yelken basarız diye ümid ediyorum şimdilik benden bu kadar…. Aralık 2017